2.5.09

"yeniHarman gibiler"


"[...] yeniHarman, alternatif dergicilik alanına giriyor. Burada yoğun emeğin yanında profesyonel şartlardan çok gönüllülük esastır. YeniHarman'ı kurarken yol arkadaşlarıma hedefimizi "bir iz bırakmak", "hoş bir seda gibi anılmak" olarak tarif etmiştim. Buradaki tarif, sürekliliği hedefleyen değil sonlanmayı bir ön kabul olarak ortaya koyuyor. Çünkü, diye eklemiştim; çıkardığımız derginin ömrü, yorulana kadar olacaktır. Bu süre 3 ay, 1 yıl, 5 yıl, 10 yıl olabilir... Şu anda 6 yılı geride bırakmışız. 100. sayıyı kutladık geçtiğimiz yıllarda.

Artık kemik bir okurumuz var. Profesyonel yayınların bizden kat kat fazla olanaklarına karşın. çok daha etkili işler yapmışız, dosyalar açmışız, çok sıkı yazılar yayınlamışız. yeniHarman'a mülakat veren hemen herkesin hayatında, daha mülakatlarının ertesinde önemli değişiklikler olmuş. (İnanmayan tek tek bakabilir) Mülakat verenler de kendi durumlarından önce, yeniHarman'dan sonra şeklinde bakabilir.

yeniHarman, kendisine konuşanın içini açmış, kalbini açmış. Bu dergiye emek verenler, verdikleri emeği sevmişler. Bu kimya gönüllülüğün ve dergide bir araya gelen yazarların oluşturduğu ruh birliğinin yarattığı saflıktan oluşuyor. Dergi haftalık çıkarken, üç-dört gün her hafta dergide arkadaşlarla sabahlıyordum. evde 3 yaşındaki çocuğumu göremiyor, yorgunluktan ölüyordum. Beş kuruş kazanamadığım gibi, cepten yiyordum. Arkadaşlar bu böyle olmayacak burada masalarda kalacağız, şunu 15 günlük yapalım, dedim. Herkes aynı durumda olduğu için fazla itiraz eden olmadı. 15 günlük periyotta da pestilimiz çıktığı için sonunda işi aylığa çevirdik. Bundan sonra yılda bire çevirirsek kimse şaşırmasın. Şaka şaka...

Yani bizim ki krizden falan değil yorgunluktan böyle oldu. sonumuz da yorgunluktan olacaktır. Ama inanın tatlı bir yorgunluk olacak bu. Yorgunluktan biten dergiler, İletişim'in “Yeni Gündem”i, Tuğrul Eryılmaz'ın “Sokak”ı, eski “Express”, bizim “Öküz”, “Kaçak Yayın”...

Hepsi tatlı bir anıdır. Şimdi bizim RED de, yeniHarman da yorulana kadar gidecek işte..."

Tuncay Akgün
yeniHarman, sayı: 125