20.1.11

Latuff İstanbul’daydı


“Türkiye kocaman bir
F tipi cezaevi”


Ezgi Aksoy | LeMan

Brezilyalı dostumuz, dünyaca ünlü karikatür sanatçısı Carlos Latuff, Filistinle Dayanışma Derneği’nin Filistinli ünlü çizer Naci El Ali anısına düzenlediği karikatür yarışmasının jürisindeydi. Bu yüzden Aralık ayının son günlerinde İstanbul’a geldi ve birkaç günü İstanbul’da geçirdi. İstanbul’dayken Mavi Marmara’nın karşılandığı yürüyüşe de katılan Latuff, 29 Aralık Çarşamba günü Brezilya’ya döndü. Carlos İstanbul’dayken İstanbul ve Türkiye ile ilgili konuşma fırsatımız olamamıştı. Ancak Brezilya’ya döner dönmez, ayağının tozuyla aklına kazınan İstanbul’u anlattı.

“Türkiye solcular için zor bir ülke”
Carlos Latuff, Brezilya’nın en büyük ve karmaşası bol şehri Rio de Janeiro’da yaşıyor. Rio, zaman zaman polisin ‘favela’lara (Brezilya varoşları) düzenlediği ani baskınlarla ünlüdür. Bu baskınlarda yaralananlar, hatta hayatını kaybedenler olur. Polisin sistematik şiddetine son derece alışık bir şehirden gelen Latuff’a İstanbul’la ilgili ilk tespitini sorduğumda cevabı; “İstanbul bir polis şehri” oldu. Her yerde çevik kuvvet ekiplerini gördüğünü söyleyen Latuff, “İstanbul, hatta sanırım Türkiye bir polis devleti. Çevik kuvvetin tankları andıran araçlarını gördüm. Türkiye’de 300’ün üzerinde düşünce suçlusu varmış. Türkiye’de yaşam sol görüşlü insanlar için zor olmalı. Türkiye solcular için zor bir ülke.” sözleriyle anlatıyor İstanbul’a ve Türkiye’ye bakışını.
İstanbul’u nasıl bulduğunu, beğenip beğenmediğimi sorduğumda ise, “İstanbul bir turist için çok güzel bir şehir, ama…” dedi ve ekledi; “Karaköy’de yürüyordum. Sahil kenarında bir çift oturuyordu. Polis geldi ve hiçbir gerekçe göstermeden gençleri aradı. Kimliklerini kontrol etti. İnanamadım.” Demokratik olduğunu iddia eden bir ülkede böyle şeylerin yaşanmaması gerektiğini düşündüğünü söyledi. Ve birden hin bir gülümsemeyle ekleyiverdi;
“Benimle iyi geçinmeye bak sevgili dostum. Yoksa seni Türkiye’deki Müslüman arkadaşlarıma şikayet edeceğim. Ezgi bir ‘kafir’, icabına bakın diyeceğim.”

“Türkiye kocaman bir F tipi cezaevi”
‘Sözde demokrasi’den her zaman şikayet eden ve çalışmalarının büyük çoğunluğunda gerçek demokrasiye ulaşabilmenin yollarını aradığını belirten Latuff, Türkiye’deki F tipi cezaevlerini duyduğunda çok şaşırmıştı. “Ne yani, düşünce suçluları için özel cezaevleriniz mi var?” diye sormuştu. İstanbul’a geldikten sonra, Türkiye ile ilgili görüşlerinin netleştiğini söyledi; “Bu kadar fazla polis ve düşünce suçlusuyla Türkiye, kocaman bir F tipi cezaevine benziyor.”

“Bu Müslümanlar Erdoğan’ı nasıl oluyor da destekliyorlar?”
Carlos, Mavi Marmara’yı karşılamaya gittiğinde, “Kahrolsun İsrail” sloganlarıyla caddeleri inleten ve Müslüman hassasiyetleri ön plana çıkan bir toplulukla yürüdüğünü dile getiriyor. Carlos ve ben tanışana kadar Türkiye’de Arapça’nın yaygın olarak konuşulduğunu, Arap alfabesinin okullarda öğretildiğini, her söze “Selamün Aleyküm” denilerek başlandığını sanıyormuş. Hatta tüm kadınların başını örttüğünü zannediyormuş. O yüzden benim başımın açık olduğunu görünce şaşırmıştı. Türkiye ile ilgili düşünceleri “ortalama bir Ortadoğu ülkesi” olduğu yönündeydi.

Şimdi Mavi Marmara karşılamasından sonra, “Bu Müslümanlar Erdoğan’ı nasıl oluyor da destekliyorlar? İsrail’le diplomatik ilişkilerini tamamen kesmeyen, hala ‘özür’ mü yoksa ‘üzüntü’ mü tartışması yapan bir başbakanı nasıl destekliyorlar inanmak çok güç…” diyor. Takip ettiği kadarıyla Ortadoğu’daki Müslüman hareketlerinin anti-emperyalist bir yanı olduğunu söylüyor. Bu hareketlerin İsrail ve ABD politikalarına karşı olduklarını belirtiyor. Ortadoğu Müslüman direnişinin en etkilendiği yanı ise cesur olmaları. Başbakan Erdoğan’ın kitleler üzerindeki etkisinin ise inanılmaz olduğunu, dışarıdan bir gözle ise bu etkiye anlam vermenin imkansız olduğunu ekliyor.